Mustafa Göker

GÜNÜMÜZ VE İSLAM GENÇLİĞİ

Gençlere ulaşmak için onların dilini, ilgilerini, dünyalarını anlamaya çalışmak, gençlerle yetişkinler arasında yaşanacak çatışmaları en aza indirebilir. Gençleri zapt-u rabt altına almak adına, yeteneklerini geliştirmek için yaptıkları  hareket ve davranışlarda, uygulanan baskı modelleri ebeveyne karşı yabancılaşma ve uzaklaşma sorunlarına neden olmaktadır.

Gençlerin beklentileri ile  ailenin ve toplumun beklentileri çatıştığında iki tarafta hemen gardını alıp isyan bayraklarını çekmeye ve muhalefet tutum almaya Mark’ın çatışmacı toplum çekirdeği oluşmaya başlar. Böyle gerilimlerin oluşmaması için sabır ve şefkatle, hoş görüyle yaklaşmak; iyi nutuk çekmek yerine onlara karşı iyi bir dinleyici olmak gerekmektedir.

Gençlik, duyguların en yoğun yaşandığı dönemdir. Duyguların daha baskın olmasından dolayı ani ve aşırı tepki verebilmektedirler. Delikanlı denmesi de bu sebeptendir. Sevgisini de, öfkesini de, heyecanını da en uçlarda yaşarlar. Her şey gözünde tozpembe, renkli ve canlı görünmektedir.

Umutları, hayalleri ve beklentileri hayatının hiçbir döneminde hissetmediği kadar yoğun yaşamaktadır. Gençlik demek aynı zamanda bağımsız olmak, kendi kararlarını kendisi vermek ve böylece yanılsa ve zarar görse de, yanlışlar yapsa da kendini kanıtlama, bende varım deme psikolojisidir.

Her yetişkin bu süreçlerden geçtiği halde gençlere ayar verilmesi, düzeltilmesi adına üzerlerine gidilmesi her toplumda görülen ve karşılaşılan yanlış davranışlardır. Buyurgan ve dikte eden yanlış tutumdan ziyade, rehberlik ve yönlendirme önemli davranış metodudur. Özellikle kendimiz onlara güzel örnek modelleri oluşturmalı. Mesela okumayan nesil yetişiyor diye sitem ediyoruz. Bizler her akşam çoluğumuz ve çocuğumuzla evde okuma seansları düzenlesek. Yanlış örnek modellerinden kaçınsak, güzel örnek modelleri biz onlara canlı canlı göstersek... 

Gençleri motive etmeye, yönlendirmeye, onlara iyi ve güzelin ne olduğuna dair bir takım haritalar sunmaya ihtiyacımız var. Gençlerin enerjilerini bloke etmek, yaratıcı ilkelerini manipüle etmek yanlış davranış şeklidir. Onlara doğru olan seçenekleri  sunmak bir ata ( büyük) olarak görevlerimizdendir.

Hz. Ali (RA) : ‘’ Çocuklarınızı yaşadığınız çağa göre değil, onların yaşayacakları çağa göre eğitin (şekillendirin).’’ Sözüne kulak vermeliyiz. Aksi takdirde; Kaybolan zıvanadan çıkan, yolunu şaşıran bir kuşakla karşı karşıya kalabiliriz. Bu vesileyle gençliğin her anlamda donanımlı, temel değerlere sahip çıkan bireyler olarak yetiştirmek millet ve her birey olarak başta görevimizdir.

Hz. Peygamberin: İslam’ın yayılmasında öncü olan gençler ve onlardan birisi ( Ebu Turab ) diye adlandırılan, Hz. Muhammed gibi yürüyen, onun gibi namaz kılan dedirten Hz.Ali gibi İslam gençliği, yirmi bir yaşında zenginliği bir tarafa bırakıp İslam’a bende olan Abdullah ibn. Mesud, Musab bin Umeyr, genç yaşında Yemen’e vali atanan Ebu Zer gibi sahabiler ve genç tarihi şahsiyetler örnek sunulmalı ki istikbale güvenle bakalım ve bakabilme ümidiyle inşallah.

Bir hadis-i şerifte ‘’Gençliğinde ihtiyarlığa ( olgunluk, ileri geriyi düşünebilen) özenen ve camiye kalbi bağlı olanları, cennet gençleri ‘’ olarak vasıflandırmakta.  Hem bu dünyası, hem ahireti cennet olan gençler ve nesillere sahip olmak temennisiyle. 29.05.2019
                                                                                                       
SOSYOLOG  MUSTAFA GÖKER