- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 17 Ağustos 2018, Cuma 23:09
- 817 kez okundu
İNSANLAR KIYAFETİNE GÖRE KARŞILANIYOR AMA...
Şark klasikleri bir hazinedir. Sadi-i Şirazi’nin “ Gülistan” adlı kitabından bir alıntı ile yazıma giriş yapmak istedim.
Eskiden Mısır’da iyi huylu, temiz giyimli, ama konuşmayan kelli felli yaşlı bir adam yaşıyormuş. Bu yaşlı adam bulunduğu ortamlarda herkes konuşurken o, sürekli susmayı tercih edermiş. Bir çok akıllı insan uzaktan, yakından geliyor, etrafında pervane gibi gibi dönerek onun bilgi ve görgüsünden faydalanmayı düşünürmüş ama o nedense hep susmayı tercih edermiş. Bu arada çevresinden gördüğü ilgi ve itibar üzerine de kendini herkesten daha bilgili olduğu zehabına kapılmış.
Bir gece kendi kendine enine , boyuna düşünmüş. “ Kişi dilinin altında gizlidir” diyerek konuşmayı düşünmüş. “Eğer bu şekilde konuşmayarak kendi içime kapanıp kalırsam insanlar bilgili olduğumu nerden bilecek?”
O günden sonra konuşmaya başlar. Fakat az zamanda herkes görür ki bilgi küpü sandıkları bu yaşlı adam cahilin biriydi. Hatta Mısır’da ondan daha cahil biri varsa, yine odur, kanatine varmışlar, herkes çevresinden uzaklaşmış. Pervane gibi etrafında dolaşan insanarın hiç biri etrafında kalmamış, ziyaretine de gelen olmamış. Bir anda itibar kaybı yaşayan bu yaşlı adam, pılı pırtısını toplayıp Mısır’dan ayrılmayı düşünür. Mısır’dan ayrılırken oturduğu mahallenin çıkış kemerine şu sözleri yazar: “ Aynada kendi çirkinliğimi görmüş olsaydım, yüzümü örten perdeyi asla yırtmazdım. Kendimi güzel ve bilgili sandığım için, perdeyi açmam ne kadar yanlış oldu.”
İma-ı Azam akşamları dükkanını kapattıktan sonra evinin bir odasını da müşkili olan müslümanların müşkillerini dinleyip onların, onların müşkillerine çözüm bulmak üzere vaktini ayırırmış. Müşkili olanlar gelirler sorularını sorarlar İma-ı Azam da fetvasını verir gönderirmiş. Ama üstü başı düzgün bir bey de her akşam İmam-ı Azamın huzuruna gelir, İmam-ı Azam’ın verdiği fetvaları dinlermiş. Ama hiç soru sormazmış. Günlerdir dikkatini çeken bu adama İmam-ı Azam sorar : “ Sizin bir müşkiliniz var mı?” cevaben adam; “ Var efendim” der. “ Nedir?” dediğinde, adam: “ Akşam güneş battığında hava kararmaz ve hala aydınlık olursa, akşam namazının vaktini nasıl tayin edeceğiz?” Akşam güneş batıyor , hava kararmıyor. İmam-ı Azam cevaben adama der ki: “ Seni soru sormaman, soru sormandan daha yeğdir”der.
Geçenlerde oturduğumuz yazlığın yol sorunu çözmek üzere ilçenin Belediye Başkan yardımcısına arkadaşlarla beraber gittik. Yanımdaki arkadaşlar hemen konuya girdiler, meramlarını anlatırken, ilgisi olmayan konulara da girdiler. Başkan yardımcısı arkadaş, arkadaşlarımı dinliyor ama bir taraftan da dikkati benim üzerimde. Ben ise hiç konuşmuyorum. Sadece karşılıklı konuşulanları dinliyorum ama arkadaşların konuştukları konuların ? ni de lüzumsuz konuşmalar. Lüzumsuz konuşmalardan sıkılan başkan yardımcısı bir taraftan da gözüyle süzdüğü bana dönerek “ Sizi ilk defa görüyorum, sizi tanıyabilir miyim?” diye bana döndü. Ben de “arkadaşlarımın dileği benim dileğimdir.” diye cevapladım. Bilahare arkadaşlar çıktıktan sonra beni odasında alıkoyan başkan yardımcısı ilave söylediği çayla bana bir yarım saat daha ayırdı.
Hep dikkat etmişimdir. Toplumlarda az konuşan insanların sesi daha güçlü oluyor. Pür dikkat herkes onun ne diyeceğini merak ederek büyük bir dikkatle dinliyor. Çok konuşan insanların sesi ise insana arı vızıltısı gibi geliyor.
Hayvanlar susarlar, insanlar konuşur. Ama saçma sapan söz sarfedenler dinlenmez. Hatta etrafına sıkıntı verir. Çünkü en zor şey toplum içinde konuşmak, ama daha zoru da boş konuşma dinlemektir.
Papağan da konuşur. Ama papağan konuştuğu kelimelerin cahilidir. Çünkü papağan söyledikleri kelimelerin manasını bilmez. Bazı insanlar da tıpkı papağan gibi konuştuğu kelimelerin manasını ve ne amlama geldiğini bilmeden papağan gibi konuşurlar. Mevlananın dediği gibi “ Kıyafetimizle karşılanıp da lüzumsuz konuşmalarımız dolayısıyla bulunduğumuz topluluklardan itibarsız uğurlanmayalım
MAKALEYE YORUM YAZIN
-
12.03.2019 Tul-i Emel
-
28.01.2019 ” Cennet, Cehennem Nasıl bir Şeydir Anlat Bana!”
-
15.12.2018 KENDİ ELLERİMİZLE KENDİMİZE VE GELECEĞİMİZE ZARAR VERMEYELİM
-
10.11.2018 ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : “ BEN HAKLIYIM”
-
26.09.2018 GENÇLER BİLDİK SANDIKLARI ŞEYİN EN BÜYÜK ÇAHİLLERİDİR..
-
28.07.2018 BİR ASIRDIR ÇAĞDAŞ MEDENİYET SEVİYESİNİ NEDEN YAKALAYAMADIK?
-
28.06.2018 HAYATIN İKİ TEMEL GERÇEĞİ
-
18.05.2018 BİR RAMAZAN HATIRAM
-
30.04.2018 HEPİMİZİN HİKAYESİ
-
21.04.2018 " DERELER AKTI GİTTİ KURUDU VAKTİ GEÇTİ"
-
13.04.2018 " BEN BABAMI SEVMİYORUM"
-
12.03.2018 YORMAYANLAR SONUNDA ÇOK YORULUYORLAR
-
05.03.2018 BENİM ÖNÜMDE SÜTRE KALMADI, SİZİN ÖNÜNÜZDE KALDI MI? ( 2. bölüm)
-
27.02.2018 SİZİN ÖNÜNÜZDE SÜTRE KALDI MI? BENİM ÖNEMDE KALMADI
-
20.02.2018 ANNELER-BABALAR! ÇOCUKLARINIZI SÖNMÜŞ BALONA ÇEVİRMEYİN!
-
12.02.2018 MÜHLET VAR İHMAL YOK
-
05.02.2018 RAHMETLİ EŞİNİN TÜLBENTİNİ HERGÜN KOKLAYARAK GÖZ YAŞIYLA ISLATAN ARKADAŞIM
-
27.01.2018 "ÇOK ŞÜKÜR TÜRKLER GELDİ NAMUSUMUZ KURTULDU KARNIMIZ DOYDU"
-
15.01.2018 "GÜZELLERİNİZ SOLMASIN, ÇAMLARINIZ KURUMASIN!"
-
08.01.2018 EVLİLİKTE BİREYSELLİĞİN GETİRDİĞİ SIKINTILAR
-
04.01.2018 EVİMİZDEKİ HUZURU UZAKLARDA ARAMAYALIM
-
27.12.2017 BÜYÜK ŞEYTAN EN ÇOK NEYE SEVİNİR?
-
16.12.2017 BOŞANMALARIN ARKASINDAN GELEN SIKINTILAR
-
11.12.2017 GENÇLER VE GENÇ EŞLER HAYALLERİNİZİ PİŞMANLIKLARLA SONUÇLANDIRMAYIN!
-
08.12.2017 HUZURU YANLIŞ YERLERDE ARAYIP DA SONUNDA AĞIR BEDEL ÖDEMEYELİM